Ay Tanrıçası Hera

Herkese merhaba,

Size ilk yazımı Yunanistan’ın Antik kentlerinden biri olan Girit Adası ’nın Heraklion şehrinden yazıyorum. Girit, Yunanistan’ın en büyük, Akdeniz’in ise 5. büyük adasıdır. Ayrıca Girit, Avrupa’nın en eski uygarlığı olan Minoan Uygarlığı’na ev sahipliği yapmıştır.

Minoan Uygarlığı ya da diğer adıyla Girit Uygarlığı, Tunç Çağı'nda, MÖ yaklaşık 3500'lerde doğmuş bir uygarlıktır ve MÖ 2700 ile MÖ 1450 yılları arasında en parlak dönemini yaşamıştır. Ancak Hint-Avrupa ve Eski-Avrupalılar’ın bir karışımı olan Miken Uygarlığı’nın istilası ile Minoan Uygarlığı son bulmuştur. Sonrasında hüküm sürmüş olan Miken Uygarlığı ise en parlak dönemini MÖ 1400'lü yıllarla MÖ 1100'lü yıllar arasında yaşamıştır.

Helenistik Dönem öncesi yaşamış bu iki uygarlığın kültürleri çok tanrılı dinlere dayanmaktadır. Bir başka deyişle halkları tanrı ve tanrıçalara tapmışlardır.

Özellikle mitoloji ile yakından ilgili olanlar, klasik Helenistik Dönem Mitolojisi’nde anlatılan Zeus’un kıskanç karısı Hera ile ilgili birçok hikâye duymuştur. Zeus’un diğer kadınlarla olan ilişkilerini kıskanan Hera’nın, özellikle Heraklion’un Zeus’un oğlu olduğunu öğrendikten sonra Heraklion (Herkes tarafından bilinen adı Herkül) ile girdiği mücadele birçok mitolojik kaynakta sıkça karşımıza çıkar.

Ancak ben bugün sizlere klasik Helenistik Dönem Mitolojisinde yer alan Hera yerine Helenistik Dönem öncesi Hera’dan bahsetmek istiyorum.

Ay Tanrıçası Hera Helenistik Dönem öncesi, Girit’te hüküm sürmüş Minoan ve Miken Uygarlıkları’nda Ana Tanrıça olarak kabul görmüştür. "Leydi" anlamına gelen Hera, kadın, ev, tapınak ve rahim gibi sözlerle eş anlamlıdır.

Hera yaratıcıdır; kadınların saygı gördüğü ve değer verildiği, bağımsız, özgür, güçlü ve yetenekli oldukları ve doğum ve beslenme yetene-
leri ile bebekleri kendi bedenlerinden besleyerek mucize yarattıklarıbir dünyada anneliğin bir sembolüdür.
 
Ana Tanrıça olarak Hera, yaşam boyu yetiştirici, besleyici, cömert venazik bir tavır sergilemektedir, fakat aynı zamanda çocuklarını korumak adına son derece güçlü ve yırtıcı bir annedir. 
 
Helenistik Dönem öncesi Hera hiç kimsenin karısı değildir. Ona bakanbir kocaya bağlı kalmaksızın güçlü ve bağımsızdır ve bir sürü sevgilisivardır, bunlardan biri de Herakles'tir yani Herkül. Adı "Hera’nın Şöhreti" (Glory of Hera) anlamına gelir. 
 
           HERA 3 Tanrıça Hebe-Hera-Theria’nın bir karışımıdır.




Bu 3 tanrıça astrolojide Ay’ın görünür 3 aşamasını sembolize eder.

Yeni Ay, Dolunay ve Balzamik Ay

Yeni Ay – Bakire Tanrıça

Bakire Tanrıça, güçlü ve özgür. Kimseye ait değil, dilediği kişi ile birlikte olma özgürlüğüne sahip, henüz anne olmamış, doğum yapmamış. Tüm yeni başlangıçları, doğumu, gelişimi, büyümeyi temsil ediyor. Atılgan ve meraklı. Yeni Ay dönemleri hayatlarımızda yeni projeler başlatmak icin güzel zamanlardır. Büyüyen Ay ışığını göstermeye başlarken Koç enerjisini ortaya çıkarır. Bu dönemde yeni tohumlarımızı atarız, girişimci ve cesaretliyizdir. Ancak tıpkı yeni yetme bir genç kız gibi adımlarımızın arkasını pek düşünmeyiz, daha çok güdüsel davranırız.

Dolunay – Ana Tanrıça

Bu dönem genç bakirenin olgunluğa ulaştığı zamandır. Doğurganlık, üretkenlik, besleme, anaçlık öne çıkan özellikleridir. Artık olgunluğa ulaşmış anne figürü yarattığı ve sevdiği her şeye aşırı derecede koruyucu ve kollayıcıdır. Kadın hamile kalır, doğum yapar ve çocuklarını büyütür. Artık bir tamamlanma enerjisi hakimdir. Geçmişte ektiklerimizi biçtiğimiz, sonuçlar aldığımız bir süreçten geçeriz. Artık olgunluğa ulaşmış Ana Tanrıça geçmiş ile gelecek arasında bir köprü kurar. Geçmişte yapılan hatalardan ders alarak daha iyi bir geleceğe ulaşmak ister. Dolunay Fazı bu özellikleriyle Yengeç enerjisi taşır.

Büyük Tanrıça – Balzamik Ay

Büyük Tanrıça Balzamik Ay’ın karanlık yüzüdür. Bakire Tanrıça olarak hayatını istediği gibi ve özgürce yaşadı, Ana Tanrıça olarak çocuklarını büyüttü şimdi olgunluğa ulaştı ve her iki tanrıçanın da bilgeliğini taşıyor.

Karanlığın Tanrıçası bilgeliği, sezginin gücünü ve şifayı temsil etmektedir. O, ölüleri alıp onları yeniden doğuşa hazırlayan ve dönüştürendir. O, imha ve yaratılışın, ölüm ve doğumun tanrıçasıdır. Bizlere tüm limitlerimizi ve sınırlarımızı hatırlatır. Aslında Karanlık Tanrıçası’ndan korkmak yerine onun karanlıktaki rehberliğine ihtiyaç duyarız. Karanlıkta dönüşüm yaşayıp bir sonraki aşamaya geçmeye hazırızdır artık. Karanlığın Tanrıçası bir doğumdaki ebe gibi çocuğun dünyaya gelmesine ve hayata merhaba demesine, yeniden doğuşa vesile olan kişidir.

Bu enerji sırasında yani ayın karanlığa büründüğü zamanlarda artık hareket edemeyiz. Her şey bizim kontrolümüz dışında gelişir ve müdahale edemeyiz. Bu enerji altında geçmişten getirdiklerimizden kurtulup, dönüşüme ve değişime ayak uydurarak Yeni Ay safhasını beklemeye geçmeliyiz. Bu dönemi en iyi anlatacak şey bırakmak olacaktır, direnmenin bir anlamı yoktur.

Karanlık Tanrıçası astrolojide Akrep burcu ile ilişkilendirilir. Pluton dönüşüm enerjisini temsil eder. Ayrıca Satürn sınırlar ve limitler koyar, Uranüs yıkım getirir, Neptün ise iç bilgeliğimize ulaşmamız için rehber görevi yapar.

Bu 3 Tanrıça ve dolayısıyla Ay’ın bu 3 hali atalarımıza yaşamın döngüsel olduğunu, doğum, ölüm ve yeniden doğuşun yaşamın doğal dengesi olduğunu öğretmiştir. Ay’ın safhaları ömrümüzün safhalarını gösterir, bizimkisi bir tekerleğin durmadan dönen bir parçası olarak başlangıcı ve sonu olmayan bir hayattır.

Sevgiler,


Işıl Nolan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ay Düğümleri… Ruhun şifresi

Satürn Kova Burcunda "Birlikten Kuvvet Doğar"

Türkiye ve Depremler ! Önümüzdeki Günler Nelere Gebe?